SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SUNNE BAHSİ

<< 4687 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ فُضَيْلِ بْنِ غَزْوَانَ عَنْ نَافِعٍ عَنْ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَيُّمَا رَجُلٍ مُسْلِمٍ أَكْفَرَ رَجُلًا مُسْلِمًا فَإِنْ كَانَ كَافِرًا وَإِلَّا كَانَ هُوَ الْكَافِرُ

 

İbn Ömer (r.a.)'den (rivayet edildiğine göre) Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

 

"Bir müslüman diğer bir müslüman'ın kâfir olduğunu söylerse (bakılır); eğer (kafir dediği kimse gerçekten) kâfirse (bu sözün vebalinden kurtulur. Fakat kâfir) değilse kendisi kâfir olmuştur."

 

 

İzah:

Buhari,.feraiz; Müslim, iman: Tirmizi, iman; Ahmed b. Hanbel. II, 18, 44. 47. 124.

 

Bir takım müslüman kişi ve grupların mezhep, görüş ve meşrebleri farklı olduğu veya belli konu­larda kendi görüşlerini benimsedikleri için diğer müslüman kişi ve grup­ları tekfir ettikleri bir gerçektir.

 

Böyle bir hüküm verildiğinde durum ne olacaktır. Alimlerin çoğunlu­ğu, mevzuumuzu teşkil eden bu hadis-i şerife dayarak "müslüman olduğu bilinen bir kimseye te'vilsiz ve mutlak olarak kafir diyen bir kimse küfre düşer" demişlerdir. Çünkü bir müslümana kafir diyen kimse, İslamı küfür­le isimlendirmiş, hak dini küfür ve batıl görülmüştür. Ayrıca bir müs­lümana "kafir" diyen kimse mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte de açıklandığı gibi ya doğru söylemiştir veya yalan söylemiştir. Doğru söylemişse tekfir ettiği şahıs kafir olur. Eğer yalan söylemişse müslüman olan kardeşini tekfir ettiğinden küfür kendisine döner ve kendisi kafir olur.[Ibn Manzûr. Lisanü'l-Arab. V. 146.]

 

Buharı ile Müslim'in rivayet ettikleri diğer bir hadis-i şerifte de: "Kim bir insanı "kafir" diye çağırır veya öyle olmadığı halde; Ey Allah düş­manı!'* derse bu sözü kendi aleyhine döner"[Buhari ferâiz; Müslim, iman] yani kendisi kafir olur, Duyurulmaktadır.

 

Her ne kadar, bu- ve bunun gibi hadisler, müslümanı tekfir edenin ka­fir olacağını belirtiyorlarsa da kelam alimleri zikrettiğimiz hadislerin ahad oldukları için mütevalir haberler gibi kesinlik ifade etmediklerini ileri sür­müşler, bu sebeple bu hadislerin kişileri tekfir edenin tekfir edilmesinde delil olarak kullanılamayacağı görüşünü benimsemişlerdir.

 

Yukarıdaki hükümler, taklid ve taassubla herhangi bir ietihad ve te'vi-le dayanmaksızın müslümanı tekfir eden içindir. Herhangi bir kasıt ol­maksızın ietihad ederek müslüman kardeşinin Hz. Nebii yalanladı­ğını söyleyip onu tekfir etmesi ise küfür değil hatadır.[Bk. el-Gazzali, Faysalu’t-Tefrika, 8.]

 

Aralarındaki bir geçimsizlik sebebiyle kan kocadan biri, diğerine "kâ­fir" dese çoğunluğa göre kafir olmaz, kadın da kocasından ayrılmaz.[Bk. el-Felavâ el-Hindiyye II. 278; Kılavuz. A, Saim, İman-Küfür Sınırı. 151.]

 

Bu tip meselelerde tercih edilen görüş "Kızgınlık, hırçınlık, sövme gi­bi sebeplerle, eşlerden biri diğerine kâfir demişse, kâfir olmaz." şeklinde­dir. Çünkü gadap halindeki şahsın psikolojik durumu, bu sözü mantığı ile düşünerek söylemediğinin bir delilidir. Yani deli ve sarhoş gibidir. Ayrı­ca kalben de eşinin kafir olduğuna inanmamaktadır. Eğer aklı başında iken, eşinin kafir olduğuna inanır ve bu inancını dile getirirse hanefi fet­va kitaplarından ez-Zâhiriyye'de belirtildiği gibi kafir olur.[Bk. el-Fetavâ el-Hindiyye II, 278.]

 

Yukarıdaki misalde olduğu gibi bir kimse çocuğuna: "Ey kafiroğlu, ey mecıısi oğlu" vb. gibi sözler söylese bir kısım alimlere göre bu kimse kafir olursa da çoğunluk kafir olmadığı görüşündedir. Tercih edilen görüş de budur.[Bk. el-Hindiyye II, 278.] Çünkü bunu söyleyen düşünmeden ağzına geleni söylemiş, bu sözün sonucunu düşünmemiştir. Bu sebeple hadis sarihleri, mevzumuzu teşkil eden bu hadisi "bir müslümanı tekfir eden kimse hakkında, bu tekfirinin kendisine dönmesinden korkulur" diye te'vil etmişlerdir. Bu hadis-i şerif, imanın artıp eksiîebileceğini söyleyen Maturidi ulemasının lehine bir delildir. Bu hadisin bab başlığıyla ilgili yönü de burasıdır.